İçeriğe geç

Subuti sıfatları kaç tanedir ?

Subuti Sıfatları Kaç Tane? Gücün, Kimliğin ve İnancın Siyaseti Üzerine Bir Analiz

Bir siyaset bilimci için inanç, yalnızca bir metafizik mesele değil; toplumun iktidar ilişkilerini şekillendiren derin bir yapıdır. Din, çoğu zaman sessiz bir anayasa gibi işler: yazılı olmayan kuralların, meşruiyetin ve otoritenin kaynağıdır. Peki, ilahi kudretin insana yansıması olarak görülen subuti sıfatlar — yani Tanrı’nın sadece kendisine özgü, ancak insanda sınırlı biçimde yansıyan nitelikleri — siyaset açısından nasıl okunabilir?

Bu yazıda “Subuti sıfatları kaç tanedir?” sorusunu yalnızca teolojik bir bilgi olarak değil, güç, ideoloji, kurumlar ve vatandaşlık arasındaki ilişkiler bağlamında, cinsiyet ve temsil perspektifleriyle tartışacağız.

Subuti Sıfatlar: Tanrısal Gücün İnsanî Aynası

İslam düşüncesine göre subuti sıfatlar sekiz tanedir: Hayat, İlim, Semi’, Basar, İrade, Kudret, Kelam ve Tekvin. Bu sıfatlar Tanrı’nın mutlak niteliklerini ifade eder, ancak insanda bu sıfatların yansıması, sınırlı bir güç ve bilgi kapasitesi biçiminde görülür.

Bu sekiz sıfat, aynı zamanda iktidarın doğasını da anlamamızı sağlar. Her biri, bir yönüyle modern devletin veya liderliğin temel işlevlerini çağrıştırır:

İlim (bilgi): Devletin bilgi üretme ve düzenleme gücü.

Kudret (güç): Zor kullanma tekelinin meşruiyeti.

İrade (karar): Politik iradenin yönü.

Kelam (söz): Söylem, propaganda ve iletişim araçları.

Basar ve Semi’ (görme ve işitme): Gözetim sistemleri, medya kontrolü.

Tekvin (yaratma): Yeni toplumsal düzenler kurma kabiliyeti.

Dolayısıyla, ilahi nitelikler yalnızca teolojik bir soyutlama değil; iktidarın dilsel ve sembolik temellerini anlamamızı sağlayan yapısal göstergelerdir.

İktidar ve Subuti Sıfatların Siyaseti

Bir lider, halkının gözünde ne kadar “bilgili”, “duyarlı” veya “kararlı” görünürse, o kadar “ilahi bir otoriteye” yaklaşır. Bu durum, tarih boyunca karizmatik liderliğin temellerinden biri olmuştur. Subuti sıfatlar burada ideolojik bir araç haline gelir: Tanrı’nın sıfatlarının insan üzerinde temsil edilmesi, yönetenin meşruiyetini artırır.

Bu bağlamda şu soruyu sormak gerekir: Modern siyaset, Tanrısal nitelikleri yeniden mi üretmektedir?

Liderin “her şeyi gören”, “her şeyi bilen” konumda olması, dijital çağın gözetim sistemleriyle birleştiğinde adeta bir “seküler tanrısallık” yaratır. Devlet, vatandaşın her hareketini “görür” (Basar), “duyar” (Semi’), “karar verir” (İrade) ve “uygular” (Kudret). Böylece subuti sıfatların modern bir siyasal versiyonu ortaya çıkar.

Kadın ve Erkek Perspektifleri: Gücün ve Katılımın Cinsiyeti

Siyaset bilimi, gücü yalnızca elde tutma değil, paylaşma biçimleriyle de değerlendirir. Bu noktada cinsiyet perspektifi belirleyicidir.

Erkek merkezli siyasal yapı, genellikle kudret ve irade ekseninde bir yönetim anlayışı sergiler. Bu anlayış, gücü stratejik ve hiyerarşik bir alan olarak tanımlar. Ancak kadın bakış açısı, siyasal gücü paylaşım ve iletişim üzerinden yeniden kurgular. Kadınların toplumsal katılım biçimleri, subuti sıfatların “kelam” (söz) ve “semi’” (duyma) nitelikleriyle örtüşür.

Kadınlar, siyasal alanda temsil edilmediklerinde, toplumun “duyma” ve “görme” kapasitesi eksilir. Çünkü demokratik katılım, yalnızca oylama değil, aynı zamanda ortak duyumsama ve ortak üretimdir.

Şu soruyu düşünelim: Bir devlet, yalnızca erkek aklının “iradesiyle” mi yaşar, yoksa kadın duyarlılığının “semi’” gücüyle mi nefes alır?

Kurumlar, Vatandaşlık ve İdeolojik Yansımalar

Modern devletin kurumları, subuti sıfatların dünyevi karşılıkları gibidir.

– Üniversiteler İlim’i temsil eder.

– Yargı ve yürütme Kudret’tir.

– Meclis Kelam’dır.

– Medya Basar ve Semi’’dir.

– Halkın örgütlü hareketleri Tekvin’dir — yeni bir toplumsal düzen yaratma kapasitesi.

Vatandaş, bu sistemin “tanrısal” parçalarına katılarak bir anlamda ilahi bir düzenin dünyevi aktörü olur. Ancak bu katılım, yalnızca seçmen davranışıyla sınırlı kalırsa, siyasal kudret bir kez daha merkezde yoğunlaşır. Gerçek demokrasi, subuti sıfatların toplumda eşit dağılmasıyla mümkündür: herkesin görmesi, duyması, konuşması, bilmesi ve karar vermesiyle.

Sonuç: İlahi Olanın Gölgesinde Siyaset

Subuti sıfatları kaç tanedir?” sorusu, yalnızca teolojik bir cevapla geçiştirilemez. Sekiz sıfatın her biri, insanın gücü nasıl anladığına, toplumu nasıl yönettiğine ve adaleti nasıl kurduğuna dair derin ipuçları taşır.

Bugün siyaset, bu sıfatların yeniden dağıtımıyla ilgilidir: bilgi kimin elinde, güç kimde, söz kimden çıkıyor, kim yaratıyor?

Belki de asıl soru şudur: Tanrısal nitelikleri paylaşamayan insanlık, adaleti nasıl eşit kılabilir?

Subuti sıfatlar sadece inanç sisteminde değil, siyasal düzenin kalbinde de yankılanır. Çünkü her iktidar biçimi, farkında olmadan, kutsalın gölgesinde var olur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
prop money