İrade Beyanı Nedir Fıkıhta? Tarihsel Bir İnceleme Geçmişin Yansıması: İrade Beyanının Fıkıhtaki Yeri İrade beyanı, İslam hukukunda önemli bir yer tutan, bireylerin iradelerini, isteklerini ve gönüllü kabul edişlerini ortaya koydukları bir kavramdır. Ancak bu terim yalnızca bir yasal düzenlemenin ötesinde, tarihsel bir dönüşümün ve toplumsal gelişimin de göstergesi olmuştur. Fıkıh, İslam toplumlarının hukuk ve ahlaki düzenini belirleyen, insanların toplumsal ilişkilerini şekillendiren bir bilim dalıdır ve irade beyanı, özellikle sözleşmeler, akitler, evlilikler ve mal mülkiyetine dair hükümlerle doğrudan bağlantılıdır. Bu yazıda, tarihsel bağlamda irade beyanının nasıl şekillendiğine ve günümüzdeki fıkıh uygulamalarıyla bağlantısına ışık tutmayı amaçlıyoruz. İrade Beyanının Fıkıhtaki Kökenleri: Erken Dönem…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Özerklik İlkesi Nedir? Antropolojik Bir Bakış Dünyanın farklı köylerinde, şehirlerinde ya da dağlarında farklı kültürlerin izlediği yaşam tarzları, bizlere insanlığın ne denli çeşitli olduğunu hatırlatır. Bazen bu kültürler, toplumların ortak bir değer olarak gördüğü bir ilkede birleşir, bazen de her birinin kendine özgü farklılıklar ve sınırlar oluşturduğunu görürüz. İnsanlığın varoluşunu, toplumsal ilişkilerle şekillendiren bu çeşitlilik, hayatın her alanında kendini gösterir. Peki, bu çeşitliliğin içinde en temel ilkelerden biri olan özerklik ilkesi nedir ve farklı kültürlerde nasıl anlam kazanır? Özerklik, genellikle bir kişinin kendi iradesiyle hareket etme özgürlüğünü ifade eder. Ancak bu basit tanım, özellikle farklı kültürel bağlamlarda çok daha derin…
Yorum BırakYangın Tüpü Göstergesi Nasıl Okunur? Pedagojik Bir Bakış Yangın tüpleri, hayat kurtarıcı birer araç olarak her an karşımıza çıkar. Ancak, bir yangın anında yalnızca tüpü almak yeterli olmayabilir; tüpün uygun durumda olup olmadığını hızlıca değerlendirebilmek de hayati öneme sahiptir. İşte burada yangın tüpü göstergesi devreye girer. Bu basit ama kritik gösterge, her bireyin doğru ve hızlı karar verebilmesi için önemli bir rol oynar. Fakat bu basit bilgi, yalnızca bir güvenlik önlemi olmanın ötesindedir. Öğrenmenin dönüştürücü gücünü gözler önüne seren bir öğretim fırsatı da sunar. Bu yazıda, yangın tüpü göstergesinin nasıl okunması gerektiğini ve bu süreçte eğitimin rolünü pedagojik bir bakış…
Yorum BırakNesneyi Bulmak İçin Ne Sorarız? Bugün ofisten çıkıp eve giderken aklıma takılan bir soruyu sizinle paylaşmak istiyorum: Nesneyi bulmak için ne sorarız? Aslında, hepimizin hayatında zaman zaman bu soruyu sorduk. Kaybolan anahtar, unuttuğumuz telefon, kaybolan bir cüzdan… Her biri, bir tür arayış. O an ne sorarız? “Nerede?” mi, “Kim aldı?” mı, yoksa “Bunu son nerede gördüm?” mü? Her durumda, bulma süreci aslında sadece nesneyi değil, aynı zamanda kendimizi de bulma yolculuğuna çıkmamızı sağlıyor. Geçmişin Gölgeleri: Nesneyi Bulmak İçin Ne Sorarız? Hatırlıyorum da, üniversitedeyken bir gün evden çıkarken gözlüğümü bulamamıştım. Gözlüğüm, hayatımın bir parçasıydı. O kadar ki, her sabah uyanır uyanmaz…
Yorum BırakTilki Kuyruğundan Neler Yapılır? Geçmişin İzlerinden Bugüne Bir Bakış Bir Tarihçinin Gözünden: Geçmişi Anlamak ve Günümüzle Bağ Kurmak Tarih, yalnızca geçmişte yaşanan olayları değil, aynı zamanda insanlık durumunun evrimini anlamamıza yardımcı olan bir rehberdir. Geçmişin izleri, bazen küçük ayrıntılarla karşımıza çıkar ve bizi derin düşüncelere sevk eder. Bugün size, belki de çoğumuzun fark etmediği, ancak bir zamanlar pek çok topluluk için önemli olan bir konuya, tilki kuyruğundan neler yapılır sorusuna odaklanmak istiyorum. Tarih boyunca insanlar, doğayı nasıl kullanacakları konusunda birbirlerinden farklı stratejiler geliştirmiştir. Her bir nesil, çevresindeki doğal kaynakları kendi ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirmiştir. Tilki kuyruğu da bu kaynaklardan sadece biri…
Yorum BırakTemporal Alan Neresi? Zamanın İzinde Felsefi Bir Yolculuk Zaman, yaşamın en temel boyutlarından biridir. Ancak zaman nedir? Nerede başlar, nerede biter? Zamanla olan ilişkimiz, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde, sürekli olarak şekillenir. Hangi anı “şu an” olarak tanımlarız? Gelecek, geçmiş ve şimdi arasındaki sınırlar, bizleri farklı düşünme biçimlerine ve ontolojik sorgulamalara yönlendirir. Bu yazıda, zamanın felsefi bir perspektiften ne anlama geldiğini, etik, epistemolojik ve ontolojik açılardan irdeleyecek, “temporal alan” kavramını farklı filozofların gözünden ele alacağız. Bu yolculuk, zamanın doğasını, varlığımızı ve bilgi anlayışımızı sorgulama fırsatı sunacak. Zaman ve Temporal Alan: Nedir Bu Kavram? “Temporal alan” kavramı, zamanın izlediği yolu…
Yorum BırakBerrağın Eş Anlamlısı Nedir? Farklı Yaklaşımlar Konya’da yaşayan, 26 yaşında, mühendislik ve sosyal bilimlere meraklı bir genç olarak bazen kafamda birbirine zıt düşünceler arasında gidip geliyorum. Bir yanda analitik bakış açım, diğer yanda ise insani ve duygusal bakışım… Bir sözcüğün, mesela “berrağın,” eş anlamlısının ne olduğunu araştırırken, aslında bu kelimenin farklı anlamlarını ve bakış açılarını da tartışma fırsatı buldum. Gelin, bu konuda biraz daha derinlemesine düşünelim. İnsani Bir Bakış Açısı: Berrağın Eş Anlamlısı, Beni Tanımlayan Bir Sözcük Mü? İçimdeki insan tarafı ilk başta bana diyor ki: “Berrağ kelimesi, birinin ismi ya da bir yerin adı olabilir. Bu yüzden eş anlamlısını…
Yorum BırakSkoda İsrail’in Mi? Kültürel Kimlik ve Kültürel Görelilik Üzerine Derinlemesine Bir Bakış Bir sabah, dünya çapında tanınan bir otomobil markası olan Skoda’nın, hangi ülkenin malı olduğunu sorguladığınızı hayal edin. İlk bakışta, bu tür bir soru kulağa pek basit gibi gelebilir; sonuçta bir otomobil markası ve bağlı olduğu ülke bellidir, değil mi? Ancak, bu sorunun arkasında çok daha derin bir kültürel ve antropolojik sorgulama yatmaktadır. Skoda’nın aslında İsrail’le bir bağlantısı var mı? Yoksa bu soru, çok daha geniş bir kimlik meselesine mi işaret ediyor? Kültürel kimlik, bir toplumun kendisini tanımlama biçimi ve bu tanımlamanın dünyaya nasıl yansıdığıdır. Kültürel görelilik, bir toplumun…
Yorum BırakSerkeşlik: Osmanlıca Bir Kavramın Edebiyat Perspektifinden İncelenmesi Dil, bir toplumun ruhunu yansıtan bir aynadır. Her kelime, bir çağrışım, bir anı ya da bir duyguyu taşır. Bu anlamda, kelimelerin gücü, sadece iletişim aracı olmanın ötesine geçer; o kelimelerle kurduğumuz anlatılar, gerçeklikler inşa eder, zaman ve mekânlar arasında köprüler kurar. Her dil, bir kültürün derinliklerine inmeyi sağlayan bir anahtar gibidir. Osmanlıca, bu anahtarın en zenginlerinden biriydi. Bu yazıda, Osmanlıca’da sıkça karşılaşılan ve zamanla gündelik dilde pek kullanılmayan bir kelimeyi – serkeşlik – ele alacağız. Bu kavram, sadece dilin evriminde değil, aynı zamanda edebiyatın çeşitli metinlerinde ve karakterlerinde de önemli bir yer tutmaktadır.…
Yorum BırakGeçmişin izlerini sürerken, bugünün toplumsal yapılarının ve değerlerinin, zaman içinde şekillenen tarihsel süreçlerin bir yansıması olduğunu fark etmek, hem anlamlı bir farkındalık yaratır hem de mevcut durumumuzu daha net bir şekilde değerlendirmemize olanak tanır. Bu bağlamda, “muhayyer” kelimesi üzerinden tarihsel bir bakış açısı sunmak, hem dilin evrimini hem de toplumsal değişimlerin birbiriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu keşfetmek anlamına gelir. Bu yazıda, kelimenin kökeninden bugüne kadar olan yolculuğuna, toplumsal, kültürel ve dilsel dönüşümüne odaklanacağız. Kelimenin Kökeni ve İlk Kullanım Dönemi Muhayyer, Arapça kökenli bir kelimedir ve genellikle “seçmeli”, “özgür” ya da “tercihe dayalı” anlamında kullanılır. Bu kelimenin tarihsel olarak ilk kullanımına baktığımızda,…
Yorum Bırak