Kaynakların Sınırlılığı ve Cildin Ekonomik Dengesi Üzerine Bir ekonomist için her şey kıtlıkla başlar. Kaynaklar sınırlıdır; seçimler zorunludur ve her karar, başka bir fırsattan vazgeçmeyi gerektirir. Bu bakış açısı sadece finansal piyasalar için değil, insan bedeni için de geçerlidir. Cildimiz, tıpkı bir ekonomi gibi, sürekli olarak kaynaklarını — suyu, yağı, besinleri — dengede tutmaya çalışır. Ancak bu denge bozulduğunda, tıpkı piyasada arz-talep dengesizliği gibi, yüzdeki gözenekler genişler. Bu yazıda, “yüzdeki gözeneklerin artması” olgusunu bir ekonomi modeli olarak ele alacağız. Gözeneklerin Artışı: Mikro Ekonomik Bir Dengesizlik Cilt Piyasasında Arz ve Talep Her gözenek, cildin kendi mikro üretim birimidir. Sebum (yağ) üretimi,…
8 YorumHızlı Bilgi Molası Yazılar
Kanarya Neyi Temsil Eder? Küçük Bir Kuşun Büyük Anlamı “Küçücük bir kuş, insanlık tarihinin en derin sembollerinden biri olabilir mi?” diye hiç düşündünüz mü? Sarı tüyleriyle güneşi anımsatan, sesiyle ruhu dinlendiren kanarya, sadece bir kafes kuşu değil; insanlığın hafızasında, kültüründe ve duygularında köklü izler bırakmış bir simgedir. Onu sadece bir “evcil hayvan” olarak görmek, aslında taşıdığı anlamı hafife almak olur. Gelin şimdi bu küçük kanatlı dostun temsil ettiği büyük anlamlara, tarih ve hikâyeler ışığında yakından bakalım. Tarihten Günümüze: Kanaryanın Anlam Yolculuğu Kanaryalar (Serinus canaria), adlarını Kanarya Adaları’ndan alır ve ilk olarak 15. yüzyılda İspanyol denizciler tarafından Avrupa’ya getirilmiştir. Başlangıçta zenginlerin…
8 YorumSubuti Sıfatları Kaç Tane? Gücün, Kimliğin ve İnancın Siyaseti Üzerine Bir Analiz Bir siyaset bilimci için inanç, yalnızca bir metafizik mesele değil; toplumun iktidar ilişkilerini şekillendiren derin bir yapıdır. Din, çoğu zaman sessiz bir anayasa gibi işler: yazılı olmayan kuralların, meşruiyetin ve otoritenin kaynağıdır. Peki, ilahi kudretin insana yansıması olarak görülen subuti sıfatlar — yani Tanrı’nın sadece kendisine özgü, ancak insanda sınırlı biçimde yansıyan nitelikleri — siyaset açısından nasıl okunabilir? Bu yazıda “Subuti sıfatları kaç tanedir?” sorusunu yalnızca teolojik bir bilgi olarak değil, güç, ideoloji, kurumlar ve vatandaşlık arasındaki ilişkiler bağlamında, cinsiyet ve temsil perspektifleriyle tartışacağız. Subuti Sıfatlar: Tanrısal Gücün…
8 YorumRotovatör Hangi Yağ Kullanılır? — Ekonomik Seçimlerin Makineleşmiş Dili Bir ekonomist için her karar, bir tercih maliyetidir. Her kaynak sınırlıdır; her seçim, başka bir fırsattan vazgeçmektir. Tıpkı makroekonomideki yatırım kararları gibi, rotovatör kullanıcısının da karşısında bir ikilem vardır: hangi yağı kullanmalı? Bu soru yalnızca teknik bir mesele değildir — verimlilik, maliyet ve sürdürülebilirlik arasındaki ekonomik dengenin küçük bir modelidir. Bir makineyi doğru yağla beslemek, aslında bir ekonomiyi doğru politikayla yönlendirmeye benzer. Çünkü yağ, motorun görünmeyen kanıdır; yanlış seçim, kısa vadede tasarruf gibi görünür ama uzun vadede büyük bir kayba yol açar. Bu yazıda “Rotovatör hangi yağ kullanılır?” sorusunu, bir makine…
Yorum BırakHammurabi İsminin Anlamı Nedir? Tarihsel ve Düşünsel Bir İnceleme İnsanlık tarihinin ilk büyük hukuk sistemlerinden birini kuran Hammurabi, adını sadece bir krallıkla değil, bir düşünce biçimiyle de tarihe kazımıştır. Peki bu ismin kendisi ne anlama gelir? “Hammurabi” yalnızca bir hükümdarın adı mıdır, yoksa bir çağın zihniyetini mi yansıtır? Bu sorunun yanıtı, hem dilbilimsel hem de tarihsel açıdan derin bir çözümlemeyi gerektirir. Hammurabi İsminin Kökeni: Babil’in Dili Üzerinden Bir İz Sürme Hammurabi ismi, Akkadca kökenlidir ve iki sözcüğün birleşiminden oluşur: “Ammu” (akrabalar, ata, soy) ve “Rāpi” (büyük, yüce, güçlü). Dolayısıyla Hammurabi adı “büyük ata” ya da “soylu atam” anlamına gelir. Bu…
8 YorumKalp Yetmezliği Durdurulabilir mi? Bilimle Tartışmaya Davet Kalp yetmezliği konusu açıldığında, sohbet hep aynı ikileme saplanıyor: “Bunu tamamen durdurmak mümkün mü, yoksa en iyi ihtimalle yavaşlatır mıyız?” Ben bu soruya tutkuyla, ama ayağı yere basan bir iyimserlikle yaklaşıyorum. Çünkü bilim bize iki şeyi aynı anda gösteriyor: Birincisi, kalp yetmezliği tek bir hastalık değil; farklı kökenleri, gidişleri ve tepkileri olan geniş bir şemsiye. İkincisi, bu şemsiyenin altında bazı yollar gerçekten kapanıyor; bazıları ise doğru müdahaleyle açılıyor. Hadi birlikte, soğukkanlı kanıtlarla ama sıcak bir dille konuşalım. ([professional.heart.org][1]) Kısa cevap: Kalp yetmezliğini her zaman tamamen durdurmak mümkün değil; ama güncel kılavuzlarla kanıtlanmış ilaçlar,…
6 YorumGözü Bağlı Olmak Ne Demek? Antropolojik Bir Yolculukta Sembolün Gücü Bir antropolog olarak en çok merak ettiğim şey, insanın dünyayı nasıl anlamlandırdığıdır. Her kültür, kendi gerçekliğini sembollerle, ritüellerle ve sessiz işaretlerle kurar. Gözü bağlı olmak ifadesi de bu sembolik evrenin güçlü temsillerinden biridir. Görmeyi engelleyen bir eylem gibi görünür; oysa derin anlamında, “görmenin” ötesinde bir bilgelik, teslimiyet ve dönüşüm barındırır. Bu yazıda, “gözü bağlı olma” halini antropolojik bir bakışla; ritüeller, toplumsal yapılar ve kimlik inşası çerçevesinde inceleyeceğiz. Ritüellerde Gözü Bağlı Olmak: Görmemek mi, Görülmeyeni Görmek mi? Tarih boyunca göz bağlama ritüeli, birçok toplumda bir geçiş töreninin, bir sınavın ya da…
8 YorumGözyaşı Bezi Neden Şişer? Duyguların Anatomisi Üzerinden Bir Siyaset Bilimi Okuması Giriş: Güç, Beden ve Sessiz Tepkiler Üzerine Düşünen Bir Siyaset Bilimci Gözyaşı bezi… İlk bakışta biyolojik bir yapı, küçük bir bez, bedensel bir ayrıntı. Ama siyaset bilimi açısından bakıldığında, bu küçük organ bir metaforun kapısını aralar. Gözyaşı bezi neden şişer? sorusu, yalnızca fizyolojik bir yanıtla açıklanamaz; bu soru aynı zamanda iktidarın beden üzerindeki görünmez etkilerinin bir yansımasıdır. Bir siyaset bilimci için beden, toplumsal düzenin en sessiz ama en itaatkâr alanlarından biridir. Gözyaşı bezinin şişmesi, duyguların bastırıldığı, ifade edilmediği, ama yine de bir şekilde yüzeye çıkmak zorunda kaldığı anların siyasal…
Yorum BırakBir Psikoloğun Merakı: Görsel Zihnin Sessiz Dili Bir psikolog olarak bazen düşünürüm: İnsan zihni, kelimelerle mi yoksa imgelerle mi konuşur? Görsellik, yalnızca sanatın değil, düşüncenin de doğasında var. Grafik bölümü denildiğinde aklımıza sadece çizimler, tasarımlar ya da renk paletleri gelir; oysa bu alan, insanın bilişsel, duygusal ve sosyal süreçlerinin görünür hale geldiği bir aynadır. Çünkü her grafik, aslında insan zihninin soyut dünyasına açılan bir penceredir. Bu yazıda “Grafik bölümü ne oluyor?” sorusuna, teknik bir tanımın ötesinde, bir psikolojik mercekten bakacağız. Renklerin dili, biçimlerin anlamı ve yaratıcılığın duygusal dinamikleri üzerinden, grafik tasarımın insan zihnindeki yerini anlamaya çalışacağız. Grafik Bölümü: Görsel Düşünmenin…
8 YorumGazanfer İsmi Ne Anlama Gelir? Bir Ekonomistin Gözünden İsim, Değer ve Kaynakların Dağılımı Ekonomi biliminin temelinde kıt kaynaklarla sınırsız ihtiyaçlar arasındaki dengeyi arama çabası yatar. Bu dengenin bozulduğu her an, toplumlar krizlerle karşılaşır. İşte tam da bu düşünceler arasında, bir isimle karşılaşırız: Gazanfer. Yalnızca bir isim mi, yoksa üretim, cesaret ve kaynak yönetimiyle iç içe geçmiş bir kavram mı? Bir ekonomist olarak bu sorunun cevabını, bireysel tercihlerden piyasa dinamiklerine kadar uzanan geniş bir perspektifle aramak gerekir. Gazanfer İsminin Anlamı: Cesaretin ve Kararlılığın Ekonomik Yorumu Gazanfer kelimesi Arapça kökenlidir ve “yiğit, kahraman, savaşta galip gelen” anlamlarına gelir. Tarihsel olarak bu isim,…
Yorum Bırak